admin

admin

30 Haziran 2024 Pazar

Almanya-Türkiye arasında dış ticaret hacmi 50 milyar dolara ulaştı

Almanya-Türkiye arasında dış ticaret hacmi 50 milyar dolara ulaştı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son yıllarda Türkiye’den yurtdışına yerleşen gençler arasında da Almanya en çok tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Almanya, bu özellikleri yanında Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin ihracatında uzun yıllardır lider ülke konumunda. Almanya, Türkiye’nin ithalatında da üçüncü sıranın sahibi.

Türkiye, 2023 yılında 255 milyar 800 milyon dolarlık ihracata imza atarken, Almanya’da 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin ihracatında Almanya yüzde 8,3’lük payla temsil edildi. Almanya’dan sonra en çok ihracat yaptığımız ülke 14,8 milyar dolarla Amerika Birleşik Devletleri ve 12,4 milyar dolarla İngiltere oldu.

Almanya-Türkiye dış ticareti 50 milyar dolara ulaştı

Almanya, dünyanın ihracat devi ülkelerinden birisi. Makine ve otomotiv sektörleri başta olmak üzere ihracatta dünyayı domine ediyor. Türkiye, 2023 yılında Almanya’dan 28,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacmi 49,8 milyar dolara ulaştı ve 50 milyar dolara ramak kaldı.

Sayıları 120 bine ulaşan Türk ihracatçıları, 2023 yılında Afrika kıtasına 19 milyan 49 milyon dolarlık ihracat yaparken, Amerika kıtasına 18 milyar 23 milyon dolarlık ürün gönderiminde bulundular. Türk ihracatçıları, Asya ve Oknasuyla pazarında ise; 10,8 milyan dolarlık dışsatıma imza attı.

Bu veriler ışığında Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı 21 milyar 79 milyon dolarlık ihracatın 3 kıtaya yapılan ihracat rakamını solladığını görüyoruz.

Türkiye’nin 2024 yılı ihracatının ilk dört aylık verilerine baktığımızda Almanya, 6 milyar 713 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korudu. Almanya, Türkiye’nin ihracatında yüzde 8,1’lik payla temsil edildi.

2024 yılının ocak-nisan döneminde Türkiye’nin ithalat yaptığı ülkeler listesine baktığımızda Almanya’dan 8 milyar 526 milyon dolar ithalat gerçekleştirdik. Almanya-Türkiye arasındaki dış ticaret 2024 yılının ilk 4 aylık döneminde 15 milyar 239 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Türkiye, Almanya’ya gerçekleştirdiği her 74 dolarlık ihracata karşılık 100 dolarlık ithalat yaptı.

Ege Bölgesi her 100 dolarlık ihracatının 10,2 dolarını Almanya’ya yaptı

Ege İhracatçı Birlikleri’nden Almanya’ya yapılan ihracat rakamları irdelendiğinde; Egeli ihracatçıların Almanya pazarında daha güçlü temsil edildiğini görüyoruz.

Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri, 2023 yılında Almanya’ya 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracat yaparken, EİB’nin 18,3 milyar dolarlık ihracatında Almanya’nın payı yüzde 10,2’ye ulaştı. Almanya, Türkiye genelinde olduğu gibi Ege Bölgesi’nde de en çok ihracat yapılan ülke olmayı sürdürdü. Ege Bölgesi’nde Almanya’dan sonra en çok ihracat yapılan ülkeler; 1 milyar 509 milyon dolarla Amerika Birleşik Devletleri ve 1 milyar 47 milyon dolarla İspanya şeklinde sıralandı.

Egeli ihracatçılar, 2024 yılının ocak-nisan döneminde 200 ülke ve gümrüklü bölgeye ihracat yaparken Almanya 611 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki üstünlüğünü korudu.

Otomotiv, hazırgiyim ve demir sektörleri Almanya’ya ihracatta zirvede

Türkiye’de ihracatın kayda alındığı 26 sektörün Almanya ihracat karnelerine baktığımızda; 15 sektör Almanya’ya ihracatını artırmayı başardığını görüyoruz. Avrupa Birliği’ni domine ettiği için küresel ekonomideki resesyondan daha fazla etkilenen ve yorgun olan Alman ekonomisi, 2022 yılına göre 2023 yılında 11 sektörde Türkiye’den ithalatını azaltmak zorunda kaldı.

Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisi sektörü, Almanya’ya gerçekleştirdiği 4 milyar 854 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’den Almanya’ya en çok ihracat yapan sektör konumunda. Dünyaca meşhur Alman otomotiv endüstrisinde Türkiye’de üretilen yüzlerce parça kullanılıyor.

Türk moda endüstrisi, 2023 yılında Almanya pazarında yüzde 16 kan kaybetse de, Almanlara 3 milyar 50 milyon dolarlık kıyafet satmayı başardı. Almanlar şıklıklarını Türk kıyafetleriyle tamamladı.

Demir ve demirdışı metaller sektörümüz Almanya’ya 1 milyar 649 milyon dolarlık ihracatla zirvenin üçüncü basamağının sahibi oldu. Elektrik-Elektronik Sektörü 1 milyar 353 milyon dolar, kimya sektörü 1 milyar 277 milyon dolar ve makine sektörü 1 milyar 47 milyon dolarlık ihracatla Almanya’ya ihracatta 1 milyar dolar barajını aşan sektörler oldu. Gemi, Yat ve Hizmetleri Sektörü 2023 yılında Almanya’ya ihracatını yüzde 192,4 artırarak Almanya’ya ihracat artış rekortmeni sektör olarak öne çıktı. Yaş meyve sebze sektörü yüzde 43,2’lik, zeytin ve zeytinyağı sektörü yüzde 24’lük artışla ihracatını en çok artıran üç sektör şeklinde sıralandılar.

Devamını Oku

Yapay zeka ne kadar dost ne kadar düşman olacak?

Yapay zeka ne kadar dost ne kadar düşman olacak?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Büyük dil modelleri (LLM’ler), dünyanın dört bir yanındaki yönetim kurulu odalarının yapay zekâ konuşmalarıyla çalkalanmasının nedeni olabilir ancak teknoloji yıllardır başka şekillerde iyi bir biçimde kullanılıyor.

ESET, yapay zekâyı ilk olarak çeyrek asır önce makro virüslerin tespitini iyileştirmek amacıyla kullanmaya başladı. Günümüzde güvenlik ekipleri, üç ana etken sayesinde etkili yapay zekâ tabanlı araçlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor:

1) Beceri eksikliği sert bir şekilde vurmaya devam ediyor

Son sayıma göre, Avrupa’da 348.000 ve Kuzey Amerika’da 522.000 olmak üzere dünya genelinde yaklaşık dört milyon siber güvenlik uzmanı açığı bulunuyor. Yapay zekâ 7 gün 24 saat çalışabilir ve güvenlik uzmanlarının gözden kaçırabileceği kalıpları tespit edebilir.

2) Tehdit aktörleri çevik, kararlı ve iyi kaynaklara sahip

Siber güvenlik ekipleri eleman bulmakta zorlanırken rakipleri de güçlenmeye devam ediyor. Bir tahmine göre, siber suç ekonomisi 2025 yılına kadar dünyaya yıllık 10,5 trilyon dolara mal olabilir. Tehdit aktörleri, saldırı başlatmak için ihtiyaç duydukları her şeyi hazır “hizmet olarak” teklifler ve araç setleri halinde bulabilirler.

3) Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı

Dijital yatırımlar yıllar içinde arttıkça sürdürülebilir büyümeyi ve rekabet avantajını desteklemek için BT sistemlerine olan güven de artmıştır. Ağ savunucuları, siber tehditleri önleyemez ya da hızla tespit edip kontrol altına alamazlarsa kurumlarının büyük mali ve itibar kaybına uğrayabileceğini biliyor. Günümüzde bir veri ihlalinin maliyeti ortalama 4,45 milyon dolar. Ancak hizmet kesintisi ve veri hırsızlığı içeren ciddi bir fidye yazılımı ihlali bunun çok daha fazlasına mal olabilir. Bir tahmine göre sadece finans kurumları 2018’den bu yana hizmet kesintisi nedeniyle 32 milyar dolar kaybetti.

Yapay zekâ güvenlik ekipleri tarafından gelecekte nasıl kullanılabilir?

 

  • Tehdit istihbaratı: LLM destekli GenAI asistanları, analistler için temel noktaları ve eyleme geçirilebilir çıkarımları sade bir İngilizce ile özetlemek için yoğun teknik raporları analiz ederek karmaşık olanı basitleştirebilir.
  • Yapay zekâ asistanları: BT sistemlerine yapay zekâ “yardımcı pilotları” yerleştirmek, kuruluşları saldırıya maruz bırakacak tehlikeli yanlış yapılandırmaları ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Bu, bulut platformları gibi genel BT sistemleri için olduğu kadar güvenlik duvarları gibi karmaşık ayarların güncellenmesini gerektirebilecek güvenlik araçları için de işe yarayabilir.
  • SOC üretkenliğini güçlendirmek: Günümüzün Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) analistleri, gelen tehditleri hızla tespit etmek, yanıtlamak ve kontrol altına almak için büyük bir baskı altında. Saldırı yüzeyinin büyüklüğü ve uyarı üreten araçların sayısı çoğu zaman bunaltıcı olabiliyor. Bu, analistler zamanlarını yanlış pozitiflerle harcarken meşru tehditlerin radara yakalanmadığı anlamına gelir. Yapay zekâ, bu tür uyarıları bağlamsallaştırarak ve önceliklendirerek ve hatta muhtemelen küçük uyarıları çözerek yükü hafifletebilir.
  • Yeni tespitler: Tehdit aktörleri taktiklerini, tekniklerini ve prosedürlerini (TTP’ler) sürekli olarak geliştirmektedir. Ancak yapay zekâ araçları, risk göstergelerini (IoC’ler) kamuya açık bilgiler ve tehdit yayınlarıyla birleştirme yaparak en yeni tehditleri tarayabilir.

Yapay zekâ siber saldırılarda nasıl kullanılıyor?

  • Sosyal mühendislik: GenAI’ın en belirgin kullanım alanlarından biri, tehdit aktörlerinin büyük ölçekte son derece ikna edici ve neredeyse gramatik olarak mükemmel kimlik avı kampanyaları oluşturmasına yardımcı olmak.
  • BEC ve diğer dolandırıcılıklar: GenAI teknolojisi bir kez daha, belirli bir kişi ya da kurumsal kişiliğin yazı stilini taklit etmek, kurbanı kandırarak para havalesi yaptırmak ya da hassas verileri teslim etmesini sağlamak için kullanılabilir. Deepfake ses ve video da aynı amaçla kullanılabilir.
  • Dezenformasyon: GenAI, etki operasyonları için içerik yaratma işinin ağır yükünü de ortadan kaldırabilir. Yakın tarihli bir rapor, Rusya’nın bu tür taktikleri halihazırda kullandığı konusunda uyarıda bulundu ki bu taktikler başarılı bulunursa geniş çapta tekrarlanabilir.

Yapay zekânın sınırları

İyi ya da kötü, yapay zekanın şu anda sınırlamaları var. Yüksek yanlış pozitif oranları verebilir ve yüksek kaliteli eğitim setleri olmadan etkisi sınırlı olabilir. Çıktıların doğruluğunu kontrol etmek ve modellerin kendilerini eğitmek için genellikle insan gözetimi de gerekli. Tüm bunlar, AI’ın ne saldırganlar ne de savunmacılar için sihirli bir değnek olmadığı gerçeğine işaret ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) belirtileri neler?

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) belirtileri neler?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEHB, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileriyle tanımlanan bir nörobiyolojik durumdur. Hem çocukluk döneminde hem de yetişkinlikte görülebilen bu bozukluk, günlük yaşamı etkileyebilir. Uygun tedavi ve destek ile DEHB’yi yönetmek mümkün. Özgün tedavi planları, bireyin ihtiyaçlarına uygun şekilde bilgi ve anlayışla çmzüm yoluna gidilir.

DEHB NEDİR?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), genellikle çocukluk döneminde başlayan ve yetişkinlikte de devam edebilen nörobiyolojik bir bozukluktur. Bu bozukluk, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsel davranışların belirgin bir şekilde görüldüğü bir durumu ifade eder. DEHB’nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel ve nörolojik faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir.

DEHB’nin temel özellikleri şunlardır:

Dikkat Eksikliği: DEHB’li bireyler, görevlere odaklanmakta zorluk yaşayabilirler. Uzun süreli dikkat gerektiren görevlerde sık sık dikkatleri dağılabilir, ayrıntıları gözden kaçırabilirler. Kolayca sıkılırlar ve bitmemiş işleri sık sık bırakırlar.

Hiperaktivite: Hiperaktivite, aşırı hareketlilik ve yerinde duramama durumunu ifade eder. Çocuklarda sıkça görülen belirtiler arasında yer alır. Bu belirtiler arasında sürekli koşma, tırmanma, yerinde duramama, sık sık elleri ve ayaklarıyla oynama gibi davranışlar bulunabilir.

Dürtüsellik: DEHB’li bireyler düşünmeden hareket etme veya konuşma eğiliminde olabilirler. Sırası gelmeden cevap verme, sabırsızlık, başkalarının sözünü kesme gibi davranışlar dürtüsellik belirtileri olarak örnek verilebilir.
DEHB, yaşamın farklı alanlarını etkileyebilir. Okul başarısızlığı, sosyal zorluklar, düşük özsaygı ve iş yaşamında sıkıntılar gibi sonuçlar doğurabilir. Ancak erken tanı, uygun tedavi ve destek ile bu olumsuz etkiler hafifletilebilir. DEHB tedavisinde genellikle psikoterapi, davranış terapisi ve ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılır.

DEHB tanısı konulurken, belirtilerin en az altı ay boyunca ve farklı ortamlarda (örneğin okul, ev) görülmesi gerekmektedir. Tanı süreci uzman bir psikiyatrist veya psikolog tarafından yapılır.

DEHB BELİRTİLERİ NELER?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çeşitli belirtilerle kendini gösterebilen bir durumdur. Bu belirtiler, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olarak üç temel grupta toplanabilir. Aşağıda DEHB’nin belirtilerine örnekler verilmiştir:

Dikkat Eksikliği Belirtileri:

Görevleri Tamamlamada Güçlük: Uzun süreli veya sıkıcı görevlere odaklanmakta zorlanma, işleri bitirmekte güçlük yaşama.

Dikkat Dağınıklığı: Görevler sırasında dikkatin hızla başka yerlere kayması, kolayca sıkılma.

Ayrıntıları Gözden Kaçırma: Detayları gözden kaçırma eğilimi, hatalı veya eksik işler yapma.

Organizasyon Zorluğu: Zamanı iyi yönetememe, işleri düzenleme ve planlama konusunda sıkıntı yaşama.

İşlerde Sürekli Ertelenme: Görevleri ertelemeye meyil, son ana kadar beklemek.

Hiperaktivite Belirtileri:

Duramama Hali: Yerinde durmakta güçlük, sürekli hareket etme veya sallanma.

Fazla Konuşma: Sürekli ve gereksiz yere konuşma, başkalarının sözünü kesme.

Zorla Sessiz Kalamama: Durması gereken yerde duramama, sık sık yer değiştirme.

Sakin Olamama: Rahatça oturamama, sürekli yer değiştirme veya durmadan eller ve ayaklarla oynama.

Dürtüsellik Belirtileri:

Cevapsız Davranışlar: Düşünmeden cevap verme, soru tamamlama veya davranışlarda aceleci olma.

Sabırsızlık: Sıra bekleme veya sonuçları beklemekte zorluk, hemen sonuç almak isteme.

Başkalarını Kesme: Konuşma veya etkinliklerde başkalarının sözünü kesme, sırası gelmeden konuşma.

Tehlikeli Davranışlar: Tehlikeli durumları veya sonuçları düşünmeden hareket etme.

Devamını Oku

Decathlon, tüm Türkiye’yi spora davet ediyor

Decathlon, tüm Türkiye’yi spora davet ediyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Decathlon aynı zamanda 10 ile 14 yaş arası çocuklara yönelik, Türkiye’de 79 ilde düzenlenen “Türkiye’nin En Hızlısı” projesi hakkında açıklamalarda bulundu. 

Global spor markası Decathlon, insanları harekete geçirme ve herkesin kendi yetenekleri ve isteği doğrultusunda sporu sahiplenmesine destek olmak amacı doğrultusunda yeni dönem projelerini duyurdu. Sporu herkese ulaştırmayı hedeflediğini söyleyen Decathlon, sporun toplumsal faydalarını daha geniş kesimlere ulaştırmak hedefiyle gerçekleştirdiği çalışmaları anlattı.

Gaziantep’te düzenlenen etkinlikte konuşan Decathlon Türkiye Pazarlama ve İletişim Direktörü Öykü Pamuk Dolanbay, “Decathlon tüm dünyada 1.749 mağaza ve 101.000 çalışanıyla faaliyet gösteriyor. 2023 itibariyle globaldeki net satışlarımız 15,6 milyar Euro olarak gerçekleşti. 2023, finansal performansımız açısından olduğu kadar, marka stratejimizi yeniden inşa ettiğimiz ve geleceğe dönük birçok sürece zemin oluşturduğumuz bir sene oldu. 2024’te ise daha geniş kitlelere ulaşarak ‘herkesin kendi dilinde, yetenekleri ve isteği doğrultusunda sporu sahiplenmesine olanak sağlamak’ amacımız doğrultusunda faaliyetlerimize hız verdiğimiz bir döneme girdik. Müşteri deneyimine, Ar-Ge ve inovasyona, kapsayıcılığa ve sürdürülebilirliğe odaklandığımız bu dönemde, toplum ve çevre üzerindeki pozitif etkilerimizi de artıracağız” dedi.

“900’den fazla patentimiz var, yenilikçi ürün tasarımları üzerinde çalışıyoruz”

Decathlon’un teknoloji odaklı yatırımları hakkında bilgi veren Öykü Pamuk Dolanbay, “Hem çevresel etkilerimizi minimize etmek hem de müşterilerimize daha yüksek kalitede ve fonksiyonellikte ürünler sunmak için sürdürülebilir üretim teknikleri ve yenilikçi ürün tasarımları üzerinde çalışıyoruz. Örneğin, Decathlon SportsLab aracılığıyla, insan vücudunun hareketlerini ve spor performansını sürekli olarak inceleyerek ürünlerimizin ergonomisini ve kullanıcı deneyimini iyileştiriyoruz. Bu bilimsel yaklaşım, ürünlerimizin tasarım ve işlevsellik açısından sürekli gelişimini sağlıyor ve müşteri memnuniyetini de artırıyor. Ayrıca, 900’den fazla patentle desteklenen yeniliklerimizle, spor malzemeleri sektöründe teknolojik olarak da öncü bir roldeyiz” dedi.

“Ürünlerimizin yüzde 21,4’ünü yerel fabrikalarda üretiyor, yerel ekonomiye doğrudan destek sağlıyoruz”

Açıklamasında Decathlon Türkiye’nin üretim ve ihracat faaliyetlerine değinen Öykü Pamuk Dolanbay, “Decathlon olarak 2006’da Türkiye pazarındaki faaliyetlerimize başladığımızdan beri Türkiye istihdam piyasasına ve yerel ekonomiye ciddi katkılarda bulunuyoruz. Bursa’dan Van’a, Çankırı’dan Gaziantep’e kadar ülkemizin birçok farklı yerinde bulunan fabrikalarda aktif olarak üretim yapıyoruz. Mağazalarımızdaki ürünlerimizin yüzde 21,4’ünü yerel fabrikalarda üreterek, yerel ekonomiye doğrudan destek sağlıyoruz. Ayrıca, üretilen bu ürünlerin bir kısmını diğer Decathlon ülkelerine ihraç ederek, Türkiye’nin dış ticaret dengesine de katkılarda bulunuyoruz. Sektörümüze yönelik pozitif katkılarımızın önemli bir bölümü ise sürdürülebilirlik ekseninde. 2023 yılında, ürünlerimizin yüzde 39’unda çevresel ayak izimizi oldukça azalttık. Ayrıca, ‘İkinci şans’ ürünlerin onarımını kolaylaştırmak ve geri dönüştürülebilir materyaller kullanmak gibi inisiyatiflerle, döngüsel ekonomiye önemli katkılarda bulunuyoruz” dedi.

1976 yılında Fransa’da kurulan Decathlon, bugün dünya genelinde 70 ülkede sporseverlere 80 farklı spor branşına yönelik ekipman, giyim ve aksesuarlar sunan küresel bir spor markası olarak faaliyet gösteriyor. Türkiye pazarına 2006’da üretim faaliyetleriyle adım atan marka şu an Türkiye genelinde 2200’ü aşkın çalışanıyla, 47 mağazada ve online kanallarda hizmet veriyor. Her teknik seviyeden sporsevere hizmet sunan Decathlon, 2023 yılında Türkiye’de toplam 34 milyon ürün satışı gerçekleştirdi. Yenilikçi ürün stratejileri ve müşteri odaklı yaklaşımı sayesinde her yaştan sporseverler tarafından tercih edilen Decathlon, son yıllarda gösterdiği büyüme performansını 2024 yılında da sürdürmeyi hedefliyor.

2 milyon çocuk “Türkiye’nin En Hızlısı” olmak için Decathlon’la koşuyor

 

Decathlon’un isim sponsorluğunda, Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) destekleriyle hayata geçirilen “Decathlon Türkiye’nin En Hızlısı” atletizm yarışları, çocukları spora teşvik etmek, spor kültürünü yaygınlaştırmak, atletizmde yeni yeteneklerin keşfedilmesine ve yetiştirilmesine katkı sağlamak amacıyla düzenleniyor. 79 ilde düzenlenen yarışlara toplamda 10-14 yaş aralığında 2 milyon çocuğun katılması hedefleniyor. Mayıs ayında şehir elemeleriyle başlayan ve bölge finalleriyle devam eden yarışlara bugüne dek 1 milyon 250 bin çocuk katıldı.

“Decathlon Türkiye’nin En Hızlısı” yarışlarının Çanakkale, İzmir, Ankara ve Antalya Bölge Finallerin ardından Gaziantep Bölge Finalleri de tamamlandı. Gaziantep Akkent Atletizm Pisti’nde gerçekleşen yarışlara Gaziantep, Gaziantep, Adana, Mersin, Şanlıurfa, Hatay ve Kahramanmaraş illerinden 1350 çocuk katıldı. Gaziantep Bölge Finalleri’nde dereceye giren genç atletler, 13 Haziran’da İstanbul’da gerçekleşecek “Decathlon Türkiye’nin En Hızlısı” Türkiye Finalleri’nde mücadele etmeye hak kazandılar. Türkiye Finali’nde, kendi kategorisinde birinci sırayı elde eden 5 kız ve 5 erkek sporcu, onları keşfeden beden eğitimi öğretmenleriyle birlikte ağustos ayında 4 günlük Fransa seyahatine hak kazanacak.

Gaziantep Bölge Finalleri’nde Dereceye Giren Sporcular:

2014 Kızlar – Sudeyn Abdi – Gaziantep

2013 Kızlar – Elif Nur Yıldız – Mersin

2012 Kızlar – Sümeyye İkra Demir – Gaziantep

2011 Kızlar – Elifnaz Bozkurt – Gaziantep

2010 Kızlar – Reyyan Taner – Adana

2014 Erkekler – Ege Ares Timuçin – Mersin

2013 Erkekler – Abdulhafız Shenno – Gaziantep

2012 Erkekler – Berat Kor – Adana

2011 Erkekler – İbrahim Atraş – Gaziantep

2010 Erkekler – Hasan Başakçı – Mersin

Decathlon’un sporu toplumun her kesimine yayma ve genç nesilleri aktif yaşam biçimleri konusunda teşvik etme vizyonu doğrultusunda düzenlediği “Decathlon Türkiye’nin En Hızlısı” hakkında detaylı bilgi için etkinliğin resmî web sitesini ziyaret edebilirsiniz: turkiyeninenhizlisi

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Skoda hangi ülkenin markası?

Skoda hangi ülkenin markası?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Skoda hangi ülkenin markası?

Skoda hangi ülkenin markası? Skoda markası, 1895 yılında Çek Cumhuriyeti’nde kurulan bir otomobil üreticisidir. Şirket, Laurin ve Klement adında iki Çek mühendis tarafından kurulmuştur. Başlangıçta bisiklet üretimi ile faaliyete başlayan şirket, daha sonra motosiklet ve otomobil üretimine geçmiştir. 1925 yılında Skoda Automobile adını alan şirket, o tarihten itibaren büyüyerek dünya genelinde tanınan bir marka haline gelmiştir.

Skoda markasının Türkiye’deki varlığı

Skoda markası, Türkiye pazarında uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir. Türkiye’deki otomobil severler, Skoda markasının güvenilirliği, kalitesi ve uygun fiyatları nedeniyle tercih etmektedir. Skoda, Türkiye’de birçok farklı modeliyle geniş bir ürün yelpazesi sunmaktadır. Skoda hangi ülkenin markası?

Skoda’nın Türkiye’deki fabrikaları

Skoda markasının Türkiye’de bir fabrikası bulunmamaktadır. Şirket, üretim faaliyetlerini genellikle Çek Cumhuriyeti’nde gerçekleştirmektedir. Ancak Türkiye’de bulunan yetkili satıcılar aracılığıyla müşterilere hizmet vermektedir.

Skoda’nın Türkiye’deki pazar payı

Türkiye otomobil pazarında Skoda markasının pazar payı oldukça önemli bir seviyededir. Skoda, Türkiye’de orta ve üst sınıf otomobil segmentindeki payını sürekli olarak artırmaktadır. Araştırmalar, Skoda’nın Türkiye’deki pazar payının %5’in üzerinde olduğunu göstermektedir. Bu da markanın Türkiye otomobil piyasasında önemli bir oyuncu olduğunu göstermektedir.

Skoda’nın Türkiye‘deki satış rakamları

Son yıllarda Skoda’nın Türkiye’deki satış rakamları oldukça başarılı bir şekilde seyretmektedir. Türkiye’de tercih edilen modeller arasında Octavia, Fabia, Superb ve Kodiaq gibi Skoda modelleri yer almaktadır. Skoda, Türkiye’deki satışlarını sürekli olarak artırmakta ve müşterilerin beğenisini kazanmayı sürdürmektedir. 2020 yılında Skoda’nın Türkiye’deki satışları bir önceki yıla göre artış göstermiştir. Skoda markası, kaliteli ve güvenilir otomobilleriyle Türkiye’de önemli bir konuma sahiptir. Türkiye’de hızla gelişen otomobil pazarında Skoda markasının varlığını sürdürmesi ve büyümesi beklenmektedir. Kaliteli ürünleri, müşteri odaklı hizmet anlayışı ve geniş ürün yelpazesi ile Skoda, Türkiye otomobil pazarının vazgeçilmez markalarından biri olmaya devam edecektir.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.